24 Şubat 2016 Çarşamba

O Bank

Sen varken kelimelerim kağıtta bile gülücükler saçardı. Sen gittin dilim öksüz kaldı...

Ben aslında seninle her an konuşuyorum. Hani derlerya hissedermiş insanlar kendilerini düşünenleri. Belki diyorum hissediyordur. Belki sesini duyarım bir şekilde. Sana şarkılar söylüyorum, şiirler yazıyorum, sonra bir de okuyorum. En güzel iltifatları hep sana yapıyorum. Arabam duymasın, seni ondan daha çok seviyorum. Bilirsin arabaları ve arabamı ne kadar çok sevidiğimi. İşin güzel kısmı seninle konuşuyor olmam. Kötü olanı ise bunları yaparken gözlerimi kapatıyor olmam. 

Ben yapamıyorum...

İnsanın göğüs kafesi dar gelir mi bedenine? Kokun gitti nefes alamaz oldum...
Eli, ayağı geçtim, içi üşürmü insanın istisnasız her an? O banktan kalktığın andan beri üşüyorum...

İnanamıyorum, aklım mantığım bir türlü kavrayamıyor. Kalp atışın hala kulağımda, şakaklarımda. Hissediyorum... Sıcaklığın, gülüşün, bana bakarken ki nedensiz gülüşün,,, Hepsi dün gibi.
Unutmaya çok çalıştım. Çok uğraştım. Hani varya bir söz "Kendimi unuttum ama onu unutamadım." diye. Durumu özetleyecek yek cümledir. 

Artık unutmaya çalışmıyorum. Yaşıyorum. Sen olmadan seni yaşamanın beni mutlu ettiğini keşfettim. Çok merak ediyorum, insanlar ikinci kez aşık olabiliyor diyorlar. Bense kopamadım bile senden. 
Geçen farkettim, gülüşüm değişmiş. Hatta gülüş olmaktan çıkmış. Gülemiyorum, güldüğümü düşündürtüyorum. 

Velhasıl kelam; Ben hala o bankta oturuyorum...

                                                                                                        Mustafa Selim YÜCEDAĞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder